Bosphorus Organization, sizleri adalar turu eşliğinde açık büfe öğle yemeğine davet ediyor.
Eşsiz adalar turu ile sıcak havanın tadını çıkaracak enfes açık büfe öğle yemeği lezzetleri ile keyfinize keyif katacaksınız.
Her Salı, Perşembe ve Pazar gerçekleşecek öğle yemeği turuyla huzur dolu bir hafta sonu sizleri bekliyor.
Bosphorus Organization'un adalar turu eşliğinde öğle yemeği fırsatından en uygun fiyata yararlanmak için vakit kaybetmeden rezervasyonunuzu gerçekleştirin.
Afiyetler olsun...
Unkapanı Kadir Has Üniversitesi karşısı - Kalkış: 14:00 - Dönüş: 17:30
Kadir Has Üniversitesi Önü
Tekne kalkış saati: 09:30
Tekne dönüş saati: 17:30
Fatih Unkapanı Kadir has üniversitesi karşısı Haliç'ten kalkan teknemiz ilk durak Kınalı Ada varmaktadır ada da 30 dakika serbest gezi molası yaptıktan sonra İkinci ziyaretimizi Heybeliada'ya yapmaktadır yaklaşık yarım saat mola sonrası son olarak Üçüncü durak Büyükada'ya doğru yol aldığımızda Açık büfe yemeğimizi alıyoruz büyük adada 2 saat mola gezinti yapabilir yada denize girebilirsiniz.
Mezeler
Şakşuka, Haydari, Közde patlıcan, Yoğurtlu Ispanak, Osmanlı Humus, Tebbuli ve Özel Mezelerle birlikte açık büfe Salata ve Garnitür Barı, Turşu Çeşitleri, Ezme Sos
Ana Yemek
Soslu Fırın Köfte, Tavuk Döner (garnitür eşliğinde)
Makarna & Pirinç Pilavı
Mevsim Salatası
İçecekler Extra Ücretlidir.
Kınalıada, Prens Adaları diye bilinen ada topluluğunun meskûn olanlarının içinde İstanbul’a en yakın adadır. Belki de bu yüzden, Bizans döneminde ada sürgünlerinin çoğu buraya getirilmiştir. Bu sürgünlerin en önemlisi Romen Diyojen’dir. Eski adı Proti'dir.
En çıplak adalardan biridir, en az ağaç bu adada görülür. Adı, demir ve bakır madenlerinin etkisiyle kızılımtırak olan toprağının renginden gelir. Tarihi dokusu da çok fakirdir. Adalar’daki tek Ermeni Kilisesi Surp Krikor Lusavoriç'tir. Manastır Tepesi diye bilinen yerde de Rum Ortodoks Hıristos Manastırı vardır. Ada betonlaşmayla adeta İstanbul'un küçük bir kopyası haline geldi.
Heybeliada, İstanbul Prens Adalarının en yeşil adasıdır. Eski adı Yunanca bakır anlamına gelen Halki'dir. Deniz Kuvvetleri’nin elinde bulunan arazide tarihten kalan iki ilginç eser vardır; Birincisi, Heybeliada'nın fethinden önce yapılmış son ve Adalar’daki tek Bizans Kilisesi, Kamariotissa’dır. Kiliseyi son İmparatoriçe Maria Komnena’nın yaptırdığı sanılıyor. İstanbul’da Fener’deki Aya Maria dışında, dört yapraklı yonca modeline göre yapılmış tek kilise budur. Bu kıyıda Aya Yorgi (Ayios Yeorgios) Manastırı, Çam Limanı’nın batı ucunda Tarik-i Dünya Manastırı vardır.İkinci ilginç kalıntı İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in elçisi Edward Barton’ın mezar taşıdır. Üzerinde –imlâ yanlışları da olan- Latince bir kitabe ve Barton’ın aile arması bulunmaktadır.İskelenin sağında çarşı, meyhane ve kahveler yer alır. Büyük Rum Kilisesi Aya Nikola (Ayios Nikolaos) buradadır. Adalar’da kışın da açık kalan otel Panorama'nın yanından geçerek yürüyünce, çamlık piknik yerlerine gelinir. Piknik alanlarının hemen ilerisinde Değirmen burnu denilen bölgeye ulaşılır. Bölgeye adını veren değirmen kalıntıları hala ayaktadır.
Büyükada, Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğüdür. Eski Yunanca adı Prinkipos'tur (Πρίγκηπος). Prinkipos Yunancada & Prens; anlamına gelmektedir. 1930 yılında Karacabey mevkiindeki Rum Ortodoks mezarlığı yakınında bulunan ve Büyük İskender'in babası Makedonya kralı II. Filip'e ait altın sikkeleri ihtiva eden Büyükada Definesi, adanın tarihine ilişkin en eski bulgudur. Hepsi 207 altın sikkeden ibaret olan define şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir.
Diğer Prens Adaları gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır.
Organizasyon gayet dolu dolu geçti, Açıklamalarda yazıldığı gibi fazlası var eksiği yok , Pasta için ayrıca teşekkür ederim , gecemize renk kattı, Garson Yunus Emre Kardeşime de ilgi ve alakası için teşekkür ederim...Güzel bir akşamdı tavsiye ederim....
Yemek konusunda ise Meze tabağındaki ürünler oldukça taze ve lezzetliydi. Menüde yazan sigara böreği ve boncuk makara tabakta yoktu. Öte yandan tabak yeterliydi. Ana yemekte şöyle bir eksik vardı. Et Menüde Kasap köfte ,Tavuk biftek , Balık menüde Izgara balık v.s. yazmasına rağmen gelen misafirlere ne yemek istersiniz diye sorulmadan Tavuk vermeleriydi. Fakat biz balık yemek istediğimizi söylediğimizde , kesinlikle bizi kırmadan balık ızgara hazırladılar. Balık olarak palamut yapmışlardı..Genelde klasik Çupraya alıştık ama şef usta palamutuda gayet güzel pişirmişti. Lezzeti ve pişirilmesi iyiydi.Yani gittiğiniz zaman ne yemek istediğinizi çalışan arkadaşlara mutlaka söyleyiniz.
Genel olarak memnun ayrıldık. Herkese iyi eğleneceler şimdideden.