Karanlıkları aydınlatan, derin duygulara dokunan bir hikayeye tanıklık etmeye hazır mısınız?
Havva sizi, yaşadıklarının ötesinde bir hayata inanan ve her şeye rağmen umutla devam eden bir kadının gözünden hayatın gerçeklerine götürüyor.
Bu eşsiz tiyatro oyunu, dramların arasında bile gülmeyi başarabilen Havva’nın direnişini anlatıyor.
İyi seyirler!
Bismillahirrahmanirrahim,
Bismillahirrahmanirrahim,
Bismillahirrahmanirrahim...
Ben Havva...Haşaa, o Havva değil.
Ben, Sübhaneke biliyom bi tek. Okuyayım mı?
Anlatmadan da gitmem! E hadi, başlayalım o zaman.! Beslemelik ve evlatlık tarihimin ilk günü…''
Bu oyun, Vüs’at O. Bener’in “Havva” adlı öyküsünden ve Irmak Zileli’nin “Son Bakış” adlı romanındaki Tina karakterinden esinlenerek yazıldı.
Orijinal hikayenin tam tersi olarak, oyunu Havva’nın dramalara tutunmayı sevmeyen, gülmekten vazgeçmeyen, ne olursa olsun inatla ve umutla devam eden, yaşadıklarının ve şu an bulunduğu evdeki şiddetin-travmanın ötesinde bir hayata inanan gözlerinden görürüz. “Besleme” sıfatının altında ezilmez Havva, aksine çözüm için hep bir yol arar. Çocukluğuyla ve şimdiki zaman algısındaki, hayal ve gerçeklik kırılmalarıyla…
Ve Havva o eve “besleme” olarak gelir, aslında her şey değişir.