Nazım Hikmet'i konu alan, usta oyuncuların muhteşem performansıyla sahnelenen Bir Çınar'ın Hikayesi Nazım'ca, seyircisi ile buluşuyor!
Koca çınar Nazım Hikmet'in hayatından kesitleri ve şiirlerine yansıyan aşk, tutku, sevgi ve verdiği savaşları hissedecek, unutulmaz bir akşam geçireceksiniz...
Bu etkileyici oyun için siz de acele edin ve uygun fiyatlı biletinizi tükenmeden alın!
İyi seyirler.
NAZIM- ..aşk vazgeçmektir, sıradanlığın rahatlığından.
VERA- sıradanlık kötü elbette, ama “rahatlık” niye rahatsız ediyor seni?
NAZIM- çürütücü rahatlıktır beni huzursuz eden...
“PİRAYE- ayrılmak isteyen mektubunu okuduğumda ne diyeceğimi bilemedim..ben öyle süslü cümleler kuramam Nazım..hani bana hazar denizinde karnı yarılarak yumurtası alındıktan sonra suya salınan mersin balıklarını anlatmıştın ya.. işte o balıklar gibiyim..bedenimde; dikiş tutmaz kocaman bir kesikle suya salınmış mersin balığı gibiyim!”
“i-ni-yor- ka-yık -Çı-kı-yor ka-yık”..
NAZIM- on yıldır durgun bir göl dü yüreğim..
Nüzhet ilk savruluşumdu dalgalı deniz de..ilk ıslanışım..ve yürek üşümesini ilk yaşayışım..
Sonra Piraye, en uzun savruluştu en çalkantılı denizlerde.kaç boğulmanın eşiğinden döndüğümüz...
karım, hatçem, arkadaşım.. ve kalbimin kızıl saçlı bacısı!..
artık marmara nın sakin sularında ritmi belli dalgaların tekdüzeliğinde “iniyor ve çıkıyor”
du kayık!
Dalgalarla boğuşmaya alışan şair yüreğimin daraldığını fark edişim;
belki buydu onu yüreğimin köşesinde kendi ellerimle oluşturduğum ve acısı hep olacak bir
tortuya dönüştüren.
Ve Münevver; denizin birden kabarması,ve yürek çarpıntısı..
Galina mı?..yorgun düşmüş kayıkçının sakin sularda ki yolculuğu.. telaşsız,coşkusuz.. ama güvenli..
martılara rastlamadım/
Ve balıklar kovalamadı dümen suyunu
Ve bulutların önünden
Ağır bir keder gibi geçti Baltık denizi..
Ve sonra VERA!
ayışığı gülüşlü bir kadın..kirpiklerinde dünyanın en güzel denizlerinin en güzel mavisiyle VERA!
Saçları AY,saçları saman sarısı.!
Kayıkçı yı yeniden telaşlara, yeniden çalkantılara sürükleyen bir Karadeniz dalgası!..”
VERA- Cenaze için hazırlamışlar ve öylece yatıyordun.sana baktım ve bağırmak
istedim. Hadi kalk! Haziran “kiraz zamanıdır” demiştin,haziran ölme değil,”sevişme
vaktidir” demiştin.. ölüm hazirana,ölüm sana yakışmadı be koca Adam! Hadi kalk.
Acının bir rengi var mıydı? Ya da hüznün tuvale boyanabilirliği! Keşke bunu da sorsaydın Abidin’e!
Cüzdanında kimliğini ararken cebinde buldum bu fotografımı, arkasında da son şiirin;
“Gelsene dedi bana/Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana/Ölsene dedi bana
Geldim/Kaldım
Güldüm
Öldüm..